Hakan ve Kenan Akgül kardeşler anne ve babasından ayrı, amcasının yanında büyüyen iki kardeş. Akgül kardeşler, aynı ilkokulda, ortaokulda, lisede ve aynı üniversitede okudular. Şimdi ise aynı okulda ve branşta öğretmenlik, aynı üniversitede yüksek lisans yapıyorlar.
Hakan Akgül 1995, Kenan Akgül ise 1997 yılında Güngören’de dünyaya geldiler. Anne ve babaları onlar bebek denecek yaştayken ayrıldılar. Bu ayrılık sonrasında iki kardeşin amcaları İsa Akgül’ün evine yerleşti ve onu baba bildiler. Anne baba yoksunluğunu birbirlerine sıkı sıkı sarılarak gidermeye çalışan Akgül kardeşlerin en büyük destekçisi hep amcaları oldu. İki kardeşin Güngören Mustafa Kemal İlkokulu’nda 2002 ve 2003 yılında başlayan eğitim yolculuğu ilkokulun ardından 75. Yıl Ortaokulu ve Bağcılar Anadolu Lisesi’nde devam etti.
ANNE BABA YOKLUĞU BİZİ BİRBİRİMİZE BAĞLADI
Ağabey Hakan Akgül kardeşi Kenan Akgül’le birlikte ilerleyen yaşam öykülerini şöyle anlatıyor; “Çocukluğuma dair hatırladığım şeylere bakınca sadece kardeşim ve amcam var. Anne ve babamız biz çok küçükken boşanıp kendi hayatlarına gitmeyi tercih etti ve bizi terk etti. Biz de Güngören’de amcamın yanında kuzenlerimle büyüdük. Gerçek anne babamızla çok kısa bir süre irtibatımız sürse de ikisinin de uzun yıllar seslerini duymadık. Tabii bu durum iki kardeş aramızda çok daha güçlü bir bağın oluşmasına neden oldu. Uzun yıllar olduğu gibi bugün de birlikte yaşadığımız için hayatın getirdiği sorunları birlikte aşıyor, sorumlulukları paylaşıyor ve birbirimizi desteklemeye devam ediyoruz. İkimiz de ‘amcam bizim babamız yerindedir’ diyebiliriz ve şu an düzgün karakterli öğretmenler olduysak bunu ona borçluyuz. Çünkü bize kendi çocuklarından farklı olduğumuzu hiç hissettirmedi. Biz de bir anne babanın evladını görünce gururlanabileceği her şeyi yapmak için çok gayret ettik.
AYRILINCA ÇOK BOCALAMIŞTIK
Lisede amcamın yükünü biraz olsun hafifletebilmek için bir yandan da çalışıyorduk, birimiz garsonluk yaparken öteki çorap satıyordu. Bi yandan da ergenlik dönemi… Yani lisede derslerimizde bocaladığımız zamanlar oldu. Ama lisedeki bu iş deneyimlerimiz bize İş hayatının ne kadar zor olduğunu gösterdi ve ‘bizim okumaktan başka çaremiz yok’ diye düşündük. Lise bitince önce ben üniversite sınavına girdim ve Balıkesir Üniversitesi’ni kazandım. Kardeşimse bir yıl sonra girdiği üniversite sınavı sonrasında Zonguldak’ta sınıf öğretmenliği okumaya başladı. İlk ayrılığımız bu olmuştu. Balıkesir’de yurtta kalıyordum ve kardeşim yanımda olmadığı için çok bocalıyordum. Kardeşim de benim gibi zorlanıyordu tek başına. Ama daha fazla ayrı kalmak istemiyorduk. O Kenan üniversitedeki ilk yılında çok çalışıp not ortalamasını yükseltti ve yatay geçişle Balıkesir’e geldi. Kardeşim gelince her şey yoluna girdi ve birlikte sınıf öğretmenliğinden mezun olduk.
NEREDEYSE HİÇ AYRILMIYORUZ
Mezuniyet sonrası da birbirlerinden ayrılmayan iki kardeşin küçüğü olan Kenan Akgül ise mezuniyet sonrası aynı okulda öğretmenliğe giden yolculuklarını şöyle anlattı; “Ağabeyim mezuniyetten sonra ben ise son sınıftayken KPSS’ye hazırlandık. Pandemi zamanıydı ve atamalar gecikmişti. İkimizde iyi puan elde ettik ve İstanbul’da kalmak istedik. Birer sene arayla Sultangazi İlkokulu’na atamamız yapıldı ve şu an ben 2’nci o 3’üncü sınıflara öğretmenlik yapıyoruz. Aynı evde yaşıyoruz, yani neredeyse hiç ayrılmıyoruz. Aynı okulda birlikte görev yaptığımız için ikimiz de çok mutluyuz.
AMCAMIN ÖNÜNDE KEP ATMAK HAYALİMİZ
Bu yıl öğretmenliğin yanında öğrenciliğe yine devam edeceğiz. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sınıf öğretmenliği yüksek lisansına başladık. Bugüne kadar hep aynı okullardaydık ama yaş farkından ötürü aynı sıralarda hiç oturmamıştık, şimdi oturacağız. Amcam üniversite mezuniyetimize gelememişti, hayalimiz yüksek lisanstan mezun olurken onun önünde kep atmak. Verdiği emeğin boşa gitmediğini görmesini çok istiyoruz.”
Fotoğraflar: Levent KULU