15 Temmuz gecesi Emniyet’te neler yaşandı: Emniyet Genel Müdürü ne emir verdi, yardımcısı ne söylüyor?
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişiminin yaşandığı gece Emniyet’te neler yaşandığına ilişkin kaleme aldığı bugünkü yazısında, dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in emirlerine dikkati çekti. Terörle Mücadeleden Sorumlu Dönemin Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü de o geceyle ilgili “Emir verecek konumda olanların hiçbiri ortada yoktu. Ama şimdi konuşuyorlar. Herkes şimdi senaryo yazıyor. Ben o gece bakanla, müsteşarla hiçbir şekilde kesinlikle görüşmedim. Çünkü ortada yoklardı” dedi.
Öztürk’ün aktardığına göre, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, saat tam 21.15’de 81 il Emniyet Müdürüne şu emri verdi:
“- Polisimiz, darbecilere asla teslim olmayacak, teslim edilmeyecek. – Askerin binalarımıza girmesine kesinlikle izin verilmeyecek. – Emniyetin silah depoları derhal açılacak. Uzun namlulu silahlar personele dağıtılacak. – Askeri garnizonların etrafı polis tarafından kuşatılacak. – Darbecilerin dışarıya çıkmasına izin verilmeyecek.”
Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü de o geceyi bize şöyle anlattı:
“Emir verecek konumda olanların hiçbiri ortada yoktu. Ama şimdi konuşuyorlar. Şimdi, ‘Ben şunu yaptım, bunu yaptım’ diyenlerden kimse yoktu. Her şeyi biz kendi kendimize yaptık. Başımızda ‘Şunu şöyle yapın’ diyen bakan, müsteşar yoktu. Genel Müdür Celalettin Bey toplantı yaptı. Sonra külliyeye gitti. Telefonla konuşuyorduk. Sonra bağlantımız kesildi.
“Senaryo yazıyorlar”
15 Temmuz gecesiyle ilgili olarak herkes şimdi senaryo yazıyor. Ben o gece bakanla, müsteşarla hiçbir şekilde kesinlikle görüşmedim. Çünkü ortada yoklardı. Meclisin koruması da bana bağlı olduğu için birinci bomba patladığında gittim. İkinci bomba ben oradayken patladı.
“Milletvekilleriyle görüştüm ama hiç kimse bana emir vermedi”
Meclis’in bodrumuna ‘sığınak’ diyorlar. Sığınak falan değildi. Her taraf toz, hurda eşyaların atıldığı mezbelelik bir yerdi. Orada milletvekilleriyle görüştüm. Ama hiç kimse bana emir vermedi. ‘Şunu şöyle yap’ demedi. Genel müdürle konuşmalarımız, onun emirleri doğru ama onun dışında hiçbir hükümet yetkilisinden emir almadım.”